"Wore" vs. "Worn" (Karşılaştırma) - Tüm Farklar

 "Wore" vs. "Worn" (Karşılaştırma) - Tüm Farklar

Mary Davis

Hepimiz geçmiş, şimdiki zaman ve gelecek zaman gibi temel zamanları biliyoruz. Ancak, her zaman için daha birçok sınıflandırma vardır.

Örneğin, geçmiş zamanın dört ana türü vardır. Bunlar arasında simple past tense, past continuous, past perfect ve past perfect continuous tense yer alır.

"Wore" ve "worn" terimleri "wear" isminin veya "to wear" fiilinin farklı zaman kipleridir.

Ayrıca bakınız: Steins Gate VS Steins Gate 0 (Hızlı Bir Karşılaştırma) - Tüm Farklar

Tüm bunlar oldukça kafa karıştırıcı olabilir, ancak endişelenmeyin, ben sizi koruyorum! Bu makalede, wore ve worn terimleri arasındaki farkları ayrıntılı bir şekilde açıklayacağım. Ayrıca makalenin ilerleyen bölümlerinde her bir terimi nasıl kullanabileceğinizi göreceksiniz.

Öyleyse hemen başlayalım!

Aşınmış ve yıpranmış arasındaki fark nedir?

Her iki kelime de giymek fiilinden türetilmiştir. Ancak, wore ve worn arasındaki fark, wore kelimesinin preterite tense veya simple past tense olmasıdır. Oysa, worn terimi geçmiş zaman ortacıdır.

Wore fiili tek bir sonlu fiildir. Öte yandan, worn fiili bir yardımcı fiilden oluşan bir fiil cümlesinin parçası olarak kullanılır. Örneğin, "to have" yardımcı fiiliyle birlikte kullanılır.

Bu durumda, yardımcı fiil sonlu olmayan bir fiildir ve geçmiş zaman ortaçları sonlu fiildir.

Yıpranmış teriminin bir başka kullanımı daha vardır: Sıfat olarak kullanılır. Örneğin, şu cümleye bir göz atın: Sophia'nın yıpranmış ayakkabıları hala onun favorisiydi. Bu durumda, yıpranmış terimi eski, aşırı kullanılmış veya yıpranmış anlamına gelir.

Wore temel olarak birisinin geçmişte bir şeyi "giydiğini" tanımlamak için kullanılır. Ancak, worn terimi aynı şekilde kullanılamaz.

Mükemmel zamanın bir parçası olan bir geçmiş zaman ortacı fiilidir ve bu nedenle cümle oluşturmaya yardımcı olmak için bir yardımcı fiil gerektirir. Bu nedenle, her iki terim de kullanıldıkları bağlamda farklılık göstermektedir.

Yukarıdaki noktaları özetleyen bu tabloya bir göz atın:

Fiil Giymek için
Geçmiş Zaman Giymek
Geçmiş Zaman Yıpranmış

Bu form onları daha iyi hatırlamanıza yardımcı olacaktır!

Yıpranmış derken neyi kastediyorsun?

"worn" terimi sadece giymek fiilinin geçmiş zaman ortacı değildir. Aynı zamanda belirli şekillerde sıfat olarak da kullanılır. Bu, belirli şeylerin nasıl göründüğünü tanımlamak için kullanıldığı anlamına gelir.

Genel olarak, sürekli kullanım veya aşırı kullanım nedeniyle hasar görmüş şeyleri tanımlamak için kullanılır. Bu terimi eski şeyleri tanımlamak için kullanabilirsiniz. Örneğin, "Yeni bir gömlek almalısın çünkü bunlar yıpranmış".

Bu terim aynı zamanda bir kişinin çok yorgun ve sönük göründüğü anlamına da gelebilir. Neredeyse günlük hayatta kullanılan çok yaygın bir sıfattır. Yaşlı insanları veya çok zor ve stresli bir hayatı olan insanları tanımlamak için de kullanılabilir.

worn terimini sıfat olarak kullanan cümlelerin bir listesi:

  • Pervasız spor dizlerini yıprattı.
  • İş yoğunluğu nedeniyle tamamen yıpranmış durumda!
  • Depodaki makineler yıpranmış görünüyor.

Yıpranmış kelimesini nasıl kullanıyorsunuz?

Bildiğiniz gibi, "worn" terimi geçmiş zaman ortacıdır. Ancak, bir cümlede tek başına kullanılamaz, aksi takdirde o cümle bir anlam ifade etmez.

Cümlede her kullanıldığında bir yardımcı fiile dayanır. Bu, onu kullanmanın doğru yoludur.

Temel olarak, "have" gibi bir yardımcı kelime ile yazıldığında doğrudur. Bu kelime olmadan, worn çok az bir toplantıya sahip olacak ve dilbilgisi açısından da yanlış olacaktır.

Yardımcı fiillerin kullanılması bu terimi üç potansiyel perfect zamandan birine dönüştürür. Bunlar past perfect, present perfect veya future perfect'tir.

Bu üç zaman kipi, kullandıkları "have" biçiminde farklılık gösterir ancak "worn" terimi her zaman aynı kalır. İşte açıklığa kavuşturmaya yardımcı olacak bir örnek:

  • Geçmiş mükemmel- Giymişti
  • Şimdiki zaman- Giymiş olmak
  • Gelecek mükemmel- Giymiş olacağım

Geçmiş zaman kipi ve gelecek zaman kipi, şimdiki zaman kipi kadar yaygın kullanılmaz. Ancak, her üçü de dilbilgisi açısından hala doğrudur.

Ayrıca bakınız: Altın Kaplama ve Altın Yapıştırma Arasındaki Fark - Tüm Farklar

Bilge bir söz!

Mükemmel zamanlar arasında ayrım yapmak

Bu zamanlar arasındaki farkı anlamak zor olabilir. Üç perfect zaman arasındaki farkı anlamanıza yardımcı olması için bu cümle örneklerine bir göz atın:

Geçmiş Zaman 1. I giymişti kayışı çıkana kadar her gün aynı ayakkabıları giydim.

2. Sen giymişti Geçen hafta boyunca her gün okula aynı tişörtle gitmiş.

Şimdiki Zaman 1. Sen yıpranmış Bu kıyafeti daha önce birkaç kez giydim.

2. Öğrenci yıpranmış Her gün aynı şortu giyiyorsun ama kimse fark etmiyor.

Gelecekteki Mükemmel 1. Sen ve ben yıpranmış olacak gelecek haftaya kadar her etkinlik için aynı çift ayakkabı.

2. Sen giyerdi. Sana son dakikada bir şey getirmezsem iyi olmaz.

Umarım bu yardımcı olur!

"Had worn" geçmiş zaman kipidir ve daha önce veya geçmişte bir şeyi "giyen" birini tanımlar. Geçmişte bir şeyi "giymenin" şimdiki zamanda olup bitenler üzerinde belirli bir etkisi olduğunu belirtmek için kullanılır.

"Have worn", şimdiki zaman kipi olarak, geçmişte bir şeyi giydikten sonra şimdiki zamanda da giymeye devam etmekten bahsetmek için kullanılır. Aynı zamanda şimdiki zamanda giymeyi bıraktıkları anlamına da gelebilir.

"Will have worn" gelecek zaman kipini kullanmanın doğru yoludur. "Would have worn" da başka bir seçenektir. İfadeler, birinin gelecekte bir şey giyebileceğini belirtir. Ancak, bu belirli sonuç şu anda verilen kararlara bağlıdır.

Giydiniz mi ya da giydiniz mi?

Yukarıdaki örnekler sayesinde, artık "have worn" ifadesinin doğru olduğunu biliyorsunuz. Zaman kipi present perfect'tir, bu da birinin geçmişte de giydiği bir şeyi giymeye devam ettiğini gösterir.

Öte yandan, "giymiş" ifadesi yanlıştır. Bu ifadeyi kullanamazsınız çünkü bir yardımcı fiilin yanına basit geçmiş zaman yerleştiremezsiniz. Bu, cümlede çift fiil yaratır ve cümlenin dilbilgisi açısından yanlış olmasına neden olur.

Doğru biçim "Bu gömleği daha önce sadece iki kez giydim." iken, "Bu ayakkabıları daha önce giydin." cümlesi tamamen yanlıştır. Kulağa bile doğru gelmiyor!

Eğer cümlelere bakarak farkı anlayamıyorsanız, o zaman onları okumayı deneyin. Bunu yaptığınızda, bir farkı fark edebilecek ve "giydim" sesinin ne kadar yanlış olduğunu duyabileceksiniz.

Geçmiş zamanı ayrıntılı olarak açıklayan bu videoya bir göz atın:

Bu daha iyi anlamanıza yardımcı olacaktır.

wore cümle içinde nasıl kullanılır?

"Wore" terimini kullanırken, ona eşlik etmesi gereken tek şey bir zamirdir. Bu terim basit bir formdadır ve doğru yapmak için fazla düşünmeyi gerektirmez.

Bu terimi geçmişten bahsederken kullanabilirsiniz. Birinin daha önce veya daha önce bir şey giydiğinden bahsetmek için kullanılır.

Dahası, hangi zamir kullanılırsa kullanılsın, "wore" her zaman tam olarak aynı biçimde kalacaktır. Çoğu şimdiki zaman fiilinin aksine, ne olursa olsun aynı görünecektir. Örneğin: Ben giydim, sen giydin, onlar giydi ve o giydi.

Burada "wore" terimini kullanan cümlelerin bir listesi bulunmaktadır:

  • Bu kıyafeti son etkinlikte giymiştin zaten.
  • Sanırım onu zaten giyiyordu ama sorun değil.
  • Bunları daha önce giymiştim ve bu kadar rahat olmalarını seviyorum.
  • İkisi de aynı kıyafetleri giyiyordu ve bu bir tesadüftü.
  • Tam olarak istediği şeyi giydi ve çok güzel görünüyordu!

Kısacası, bu terim geçmiş zamanda bir şey giyen birinden bahsediyor. Bu, eylemin zaten gerçekleştiği ve bunu değiştirmek için yapılabilecek başka bir şey olmadığı anlamına geliyor.

Hangisi doğru "yıpranmış" mı yoksa "yıpranmış" mı?

İki ifadeyi kullandığınız bağlama göre değişir. "Wore out" doğrudur, "to wear out" fiilinin geçmiş zamanıdır. Bu, bir şeyin aşırı aşınma veya aşırı kullanım nedeniyle arızalandığı veya hasar gördüğü anlamına gelir.

Bununla birlikte, "yıpranmak" da aynı fiilin geçmiş zaman ortacı olduğu için doğrudur. Güneydeki bazı yerlerde, "çok yorgunum" anlamına gelen "I'm slap wore out" ifadesi yaygın olarak kullanılır.

Her ne kadar "yıpranmış" ifadesi yaygın olarak kullanılmasa da, birçok kişi iki kelime arasına bir zamir yerleştirilmediği sürece bu ifadeyi kullanmanın dilbilgisi açısından doğru olmadığına inanmaktadır.

Örneğin, "İşteki tüm bu gecikme bugün beni gerçekten yıprattı." Bu, onu kullanmanın doğru yoludur, aksi takdirde hiçbir anlam ifade etmeyecektir.

Öte yandan, "yıpranmış" daha yaygın ve doğru bir ifadedir. Uzun bir günün ardından kişinin çok yorgun olduğunu anlatmak için kullanılır. Ayrıca bir şeyin aşırı derecede kullanıldığı ve artık zarar gördüğü anlamına da gelebilir.

"worn out" daha popüler ve yaygın bir tercih olsa da, bu "wore out" ifadesinin tamamen yanlış olduğu anlamına gelmez. Ancak zamir olmadan kullanılması anlamını etkileyebilir. Kısacası, ikisi de doğru ama sadece farklılar.

İşte örnek olarak birkaç cümle:

  • Etkinliğin sonunda tamamen bitkin düşmüştüm.
  • Maraton o kadar uzundu ki beni gerçekten yordu.

Son Düşünceler

Sonuç olarak, wore ve worn arasındaki temel fark zaman kipidir. Wore basit geçmiş zaman kipi iken, worn geçmiş zaman ortacıdır. Aralarındaki fark, kullanıldıkları bağlamda da yatmaktadır.

"Wore" terimi, birinin geçmişte bir şey giydiğini anlatmak için tek başına kullanılabilir. Ancak, cümlenin anlamlı olması için "worn" terimine bir yardımcı fiil eşlik etmelidir. Örneğin, "to have" terimi worn terimi ile birlikte kullanılır.

Bir yardımcı fiil kullanmak "worn" terimini üç mükemmel zamana dönüştürür. Bunlar geçmiş mükemmel, şimdiki mükemmel ve gelecek mükemmeldir. Üç mükemmel zaman "have" kelimesinin farklı sınıflandırmalarını kullanır.

Ek olarak, "have worn" ifadesi doğrudur. Oysa "have wore" dilbilgisi açısından yanlıştır. İlki genellikle bir şeyin geçmişte giyildiğini tanımlamak için kullanılır.

Umarım bu makaledeki örnekler iki terimi daha iyi anlamanıza yardımcı olmuştur!

Diğer Makaleler:

"IN" VE "ON" ARASINDAKI FARK NEDIR? (AÇIKLANMIŞTIR)

"LÜTFEN" ILE "RICA EDEBILIR MIYIM" ARASINDAKI FARK

BIRININ "NASILSIN?" DIYE SORMASI ILE "NASILSIN?" DIYE SORMASI ARASINDAKI FARK (AÇIKLANMIŞTIR)

Mary Davis

Mary Davis, çeşitli konularda karşılaştırma analizi konusunda uzmanlaşmış bir yazar, içerik oluşturucu ve hevesli bir araştırmacıdır. Gazetecilik diplomasına ve bu alanda beş yıldan fazla deneyime sahip olan Mary, okuyucularına tarafsız ve doğrudan bilgi verme tutkusuna sahiptir. Yazma sevgisi gençken başladı ve başarılı yazarlık kariyerinin arkasındaki itici güç oldu. Mary'nin bulguları kolay anlaşılır ve ilgi çekici bir biçimde araştırma ve sunma becerisi, onu dünyanın her yerindeki okuyuculara sevdirdi. Mary yazmadığı zamanlarda seyahat etmekten, okumaktan ve ailesi ve arkadaşlarıyla vakit geçirmekten hoşlanır.